Cengiz Aytmatov'u ilk ''Gün Olur Asra Bedel'' romanıyla tanımıştım. Sonra ''Toprak Ana''yı okudum, kısa hikayeleriyle davam ettim ve Cengiz Aytmatov okumayı ne kadar sevdiğimi fark ettim. Eserleri beni hemen etkisi altına alıyor. Sanki sadece gözlerimle değil de bütün bedenimle okuyorum. Onu okurken bazen göğsümden beni üşütmeyen soğuk bir sıvının önce kafama sonraysa mideme doğru yayıldığını hissediyorum sanki. Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek gözlerimi gözyaşımın neredeyse yanağımdan akabileceği kadar yaşartmayı başaran bir kitap. Hem de birkaç kez. Bu yüzden de bu uzun öykünün (novella) kısalığına rağmen sanırım gözümün en çok yaşardığı kitap. Ben de sürekli suyu bekledim. Karanın görünmesini ve aguguku bekledim. Artık bana öyle geliyor ki su içtiğimde aklımın köşesinde her zaman bu hikayenin izlerine bazen belirgin bazen de soluk bir biçimde rastlayacağım. İrade, doğa karşısında okyanusa açılan denizdeki kavaktan oyma bir kayık kadar değ...