Honoré de Balzac ''Eugénie Grandet''nin İncelemesi ve Özeti


Düşüncelerim


   Grandet demir kapılı odasında saatlerce hesap yapsa da parasında emek çok az yer kaplar çünkü parasını kazanma şeklindeki yol alın teri değildir. Madam Grandet ile drahoması için evlenmiştir. Diğer bağcılar ile anlaşması vardır ama o, bu anlaşmaya uymaz ve bir gözlerden ırak bir gecede servetine servet katar mesela. Para onun için bir tutku haline gelmiş, bu tutku da sanki bir bağımlılıkmışçasına bütün diğer zevkleri silmiştir. Balzac bir bölümde günümüzde ''Ne düşünüyorsun'' değil, ''Ne ödüyorsun'' sorusunun sorulduğunu söyler ve bize bu düşüncenin burjuva sınıfından halka geçtiğinde ne olacağını sorar. Aslında bize bu kitapta bu düşüncenin tümüyle ele geçirdiği bir taşralıyı vermiştir. Grandet'de bu düşünce öylesine güçlü tesir etmiştir ki kızının altı bin frankı Charles'a verdiğini öğrendiğinde bu, kızının özel günlerde babasının verdiği altın paraları biriktirerek oluşturduğu hazine olmasına rağmen, kendi parası olmasına rağmen, onu odasında hapseder. Katıksız kuru ekmek verir ona. Neyse ki o evde paraya aşık olmamış birileri hala vardır, Nanon ona kendi düşük maaşıyla aldığı malzemelerden yemekler yapar,  geceleri efendisinden habersiz Eugenie'ye götürür. Grandet sabahları avludaki kanepeye oturup kızın izlese bile karısı bu duruma üzgünlüğünden ölmeye başlasa bile tutkusu  her şeyin önüne geçmiş haldedir, sevgisi tümüyle gölgelenmiştir.  İşte bu kişinin kanında başta söz edilen düşünce dolaşmaktadır. 


   Charles'ın yurtdışına gitmeden önce arı bir aşk vardır ancak seferde dünyanın bir yerinde yasak ve vahşice kabul edilen bir şeyin başka başka topraklarda normal kabul edildiği ve tam tersi yasak olan şeyi koruyan yasaların olduğu hatta yasaların bile olmadığı yerlerin sertliğiyle aşkı yok olmuştur. Köle ticaretinde parayı tam anlamıyla öğrenmişir. Vaziyeti Grandet'inkinden farklı değildir. Yurtdışında dört zenci öldürdüğünden artık parası da eli de kirlidir. Charles yüz bın franklık gelir için evlendiğinde önceleri kendisi için çok değerli olan portreleri mektubun PS bölümüne layık görmüştür. Onun için altın dışındaki hiçbir şeyin kıymetiharbiyesi kalmamıştır. Saflığından eser kalmamıştır, bir insan nasıl yok olur ve hayatının anlamını yitirir diye sorsalardı sanırım bu cevabı verirdim, en azından bundan sonraki düşüncem bu. 


   Eugénie Grandet'in yaşamı bir tek Charles geldiğinde değişime uğrar. Yirmi üç yaşında, Charles'a onun olan tek parası olan altı bin frankı vermeye karar verdiğinde yaşamı değişir. Bir kasede saklanan altı bin franklık altınların değeri hiçbir endazeyle ölçülemeyecek kadar çok olur bir anda. Aşkını beklediği sekiz yıldan sonra Charles altı bin franklık borcunu ödediğinde Birden bire sekiz yıl hiç yaşanmamış olur. Yani altı bin frankı olan Eugenie'in yaşamı ile on yedi milyonu olan Eugenie'nin kendi yaşamı arasında -Eugenie'nin parasını hayır kurumlarına harcaması ve eve alına 4 uşak hariç yani eli bol olan Eugenie'nin kendi parası olması dışında- fark yoktur. Ancak kendine ait hiç parası olmayan Eugenie -bütün parasını aşkına vermiş olan- diğerlerinden farklıdır. Bu bağlamda gerçekten diyebilirim ki bazı şeylerin niceliği onu değerli yapmaya yetmez, bazı şeyler de o derece anlamlıdır ki sayılar ile ifade edilemediği gibi bu hayattaki en güçlü şey olan kelimelerin en güçlüsüyle bile onu tam anlamıyla ifade edemeyiz.


Eugénie Grandet

   Saumur'de bir taşra evinde Eugenie Grandet; rahibe edasıyla yaşayan annesi, cimri bağcı babası ve aylık 6 frank verdiği hizmetçisi Zavallı Nanon ile yaşar. 23 Yaşındaki Eugenie, annesi ve Nanonla saat başı sokağından en fazla bir insan geçen bu taşra evinde manastır hayatından farkı olmayan biçimde yaşar. Her taşralı gibi gün ağarmadan kalkan Grandetler sabah sekizde kahvaltılarını yaparlar. Eugenie'yi oğlu Adolphe'a almak isteyen banker Des Grassins ve Eugenie'yi yeğeni De Bonfons'a almak niyetinde olan noter bile bilmez ancak Saumurluler Baba Grandet'in servetini üç dört milyon olarak tahmin etmektedirler. Madam ve Matmazel Grandet'in de bir servetin varlığından haberleri yoktur, olsa bile bunun ne anlama geldiği zaten anlamayacaklardır. Baba Grandet'in parasını koyduğu odası evin üst katında evin diğer kapılarından farklı olarak demirle güçlendirilmiştir, odaya ondan başkası giremez. Baba Grandet bu oda da hazırlar tüm planlarını, saatlerini bu oda da harcar. Bu sayede Saumur'un dilinde olduğu önsezi ve kaybetmezliği elde eder. Evin aylık yemek listesi hazırdır, ne tüketileceği hesaplanmıştır. Kasım ayında taşra evi biçimindeki manastırın şöminesi yakılır. Gece olunca Baba Grandet evde bulunan iki mumdan birini yakar ve kendi  eliyle Madam Grandet'e verir. Öyle ki eğer Eugenie annesine hediye olarak bir örgü işi yapmak isterse bunu babasından gizli, ve uykusundan alarak yapmak zorundadır. Madam Grandet ile evlenerek büyük bir servet kazanmış olan bağcı, Madam Grandet'e neredeyse hiç para vermez. Kırklı yaşlarına varan hizmetçisi, Grandet'in evine yirmili yaşlarında güçlü yapısına verilen  ünvanla gelmiştir, ''Koca Nanon''. Nanonu zavallı bir haldeyken eve getirmiştir bağcı. Nanon Grandet'in verdiği düşük ücrete ve ağır iş yüküne karşın karşın minnetkar ve memnundur. Grandet bazı bazı maaşını verirken ''Zavallı Nanon'' der ''Koca Nanona'' 

   

   Bağcının yirmi bir yaşındaki yeğeni Charles Grandet, Eugenie'nin doğum gününde gece yarısına doğru Paris'ten gelmiştir. Baba Grandet o gün mektupla Parisli kardeşinin battığını öğrenir. Arkasından 4 milyon ödenemeyen borç bıraktıktan sonra Parisli Grandet kendini öldürmüştür. Charles birkaç gün amcasının evinde kaldıktan sonra Hindistan'a servet edinmek için gidecektir. Charles ona yalanı, yapmacıklığı öğreten, kibar görünüşün yanında güçsüzlüğü veren Paris'ten yaldızlı av takımıyla, en güzel kıyafetleri, en güzel eşyalarıyla gelir önünden bazı bazı saatler insan geçmeyen taşra evine. Taşra evi Paris'in delikanlıdaki kısa süreli tesirini birkaç gün içinde çözer. Charles kurtlu merdiveni, taşra evini, avluyu seviyordur; Eugeni'e aşık olmuştur. Hayatında hiçbir şey görmeyen Eugenie ile toyluğundan Paris'in bozamadığı Charles arasında arı, birkaç gün süren aşk başlar ve Charles'ın Hindistana gitmesiyle biter. Eugenie doğum günlerinde babasının verdiği paralarla biriktirdiği 6000 franklık altın hazinesini Charles Hindistana gitmeden hemen önce verir. Charles da ona hayatında onun olarak kalmış tek eşyasını, annesi ile babasının portrelerini altın yaldızlı bir sandıkta verir.


   Charles Hindistana, Afrikaya gitmiştir. Köle ticareti sayesinde Fransa'ya zengin olarak dönebileceğini anlar. Bu dönemde Charles sertleşmiş, cimrileşmiş ve duygusuzlaşmıştır. Dört Zenci öldürmüş bir kişi olarak Fransa'ya zengin dönecektir. Charles yurtdışındayken Baba Grandet kardeşinin iflası ilan edilmesini önlemek için alacaklılarla anlaşır. Kardeşinin mülklerini satar ve borçların yüzde kırk yedisi ödenir. Bana Grandet alacaklıların nabzını iyi yoklamaktadır ve o ölene kadar da kalan yüzde elli üç ödenmeyecektir. Mösyö Grandet Eugenie'nin altınlarını Charles'a verdiğini öğrendiğinde Charles'ın Eugenie'ye verdiği altın yaldızlı sandığı da görür. Sandığın üzerindeki altını çıkarmaya çalışır, Eugenie buna engel olduğunda onu aylarca odasına hapseder. Madam Grandet Eugenie'nin durumuna üzgünlüğünden günden güne erise de her sabah avluya geçip kızını izliyor ve kızı da bilerek pencereden gözükecek şekilde duruyorsa da yumuşamaz cimri bağcı. Saumur'de kısa süre içinde Matmazel Grandet'in durumu öğrenilir, insanlar Grandet'i lanetler ve kilise onu aforoz eder. Madam Grandet Eugenie için Noter Cruchot'dan yardım ister. Noter ne yapacağını biliyordur. Bağcı'ya Madam Grandet ölürse kızının serveti yarıya bölmeye yasal hakkı olacağını söyler. Grandet sonraki günlerde Eugenie'yi hapsettiği odasından çıkarır ve ona eskisinden daha iyi davranır, kuzeni olsa da Charles ile evlenebileceğini, istediğini yapabileceğini söyler. Madam Grandet bir güz günü son sözleri ''Çocuğum mutluluk yalnız göktedir. Bunu  bir gün öğreneceksin '' olur. Eugenie'nin babası da ölüme yaklaştıkça kızına evin gizlerini, servetini tuttuğu odasını, yemek listesini hazırlamayı öğretir. Eugenie'ye artık kilerin anahtarını bile veriyordur. En sonunda Baba  Grandet altınlarıyla birlikte ölürken Eugenie ''Baba, beni kutsayacak mısınız'' diye sorduğunda  son sözleri ''İyi, her şeye dikkat et. Öbür yanda bunların hepsnin hesabını vereceksin bana'' olur

   

   Charles yurtdışında kazandığı 1 milyon franktan fazla bir servetle 8 yıl sonra tekrar Paris'tedir. Eugenie bunu ancak 1 ay sonra Charles'tan gelen bir mektupla öğrenir. Bu, 8 yıllık bekleyişin sonunda Charles'tan aldığı ilk mektuptur. Eugenie Charles için defterinde 6000 frank borçlu olduğu bir kişiden ibaret olmuştur. Eugenie bütünüyle değersizleşmiştir, o aklına bile gelmiyordur artık. Charles mektubunda Eugenie'yi hala sevdiğini ancak aşklarını çocukça bulduğunu, sadece yıllık 100 bin franklık geliri ve marki ünvanı için Paris'te evleneceğini, bu evlenmesinin içinde aşk olmadığını, bunu sadece para marki'nin parası için yaptığını bilmesini istediğini yazar kuzeni Eugenie'ye. Mektubunda Eugenie'ye taşra evine ilk geldiği gündeki hitap şekliyle hitap eder. Mektuba Eugenie'nin doğum gününde ilk hitap edişindeki gibi ''Sevgili Kardeşim'' diye başlar, siz diye devam eder. Charles zengin olma serüveninde okyanusa bırakmıştır aşkını. Tümüyle unutmuştur. Mektubun post scriptum bölümüne Eugenie'ye hayatında kalan en değerli eşya olduğunu söyleyerek emanet ettiği sandık ve içindeki anne ve babasının portrelerini posta arabasıyla gönderebileceğini yazmıştır. Ayrıca mektuba Eugenie'den aldığı altı bin franlık borcunu da makbuz olarak ekler. Grandet bu mektubu okurken evine yeni 4 uşak almış, maaşı fazlasıyla arttırılan zavallı koca Nanon taşra hayatının getirdiği sağlık ile gençliğini koruyabilmiş, evlenmiş ve evine hizmetçiler almıştır. Grandet'in 17 milyon franklık serveti ile birlikte yıllık 700 bin franktan fazla geliri vardır. Eugenie bu mektubu okuduktan sonra komplimanlarından vazgeçmeyen Mösyo De Bondfons'a kendisiyle isteklerini yaptıktan sonra evleneceğini söyler. Portreleri Charles'a götürmesini ve alacaklıların ödenmeyen yüzde elli üçünü yani bir buçuk milyon frankı tek seferde ödemesini ister. Mösyo De Bondfons Charles'ın yanına gider, emaneti teslim eder. Charles'ı kayınbabasına iflas borçlarını ödeyebileceğine inandırmaya çalışırken bulur. Ona Eugenie Grandet'in 17 milyon servetini söylediğinde Charles öncesinde şaşkınlıktan afallamış olsa da buna inanmamıştır.


    Eugenie Grandet Noter Cruchot'nun yeğeni De Bondfons ile evlenir. De Bonfons meclis üyeliğine kadar yükselir ve yıllık gelirleri en sonunda 800 bin frankın ünstündedir. Evlilikleri bir buçuk yıl sürer, De Bondfonds ölür, Eugenie 30'lu yaşlarının başında dul kalmıştır. Servetinin değeri kağıt üzerindeki anlamsız çizgilerden ibarettir. Sonunda, Eugenie bu rahibe hayatında biricik dostunun Nanon olduğunu düşünür. 

Bu Yazı Hakkında

   Bu yazıyı yazarken hiçbir özetten veya değerlendirmeden yararlanmadım çünkü bu yazıyı yazmaktaki asıl amacım daha iyi anlamak daha ötesi saf kendi düşüncelerimi oluşturmaktı. 

   Kitabı dört günde bitirdim, bu yazıyı ise kitabı bitirdikten sonraki üçüncü günde başladım. Büyük hatalar yapmadığımdan emin olmakla beraber olay örgüsünde veya sayılarda kitabın anlamını bozmayacak biçimde küçük yanlışlıklar yapmış olabilirim. Yazım ve noktalama yanlışlarına gelirsek bu kısımda hata yapmam çok daha muhtemel olsa da kontrol ettiğimde gözüme çarpan bir şey olmadı. Okuduğum kitap Can Yayınlarındandı, Tahsil Yücel'in çevirisiydi.


Makinist Er

09.02.2024, 22:41(İlk yayınlanma)

23.04.2024(düzeltme)


   









   


   


   

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aldous Huxley ''Cesur Yeni Dünya''nın İncelemesi ve Özeti

Emile Zola ''Meyhane''nin İncelemesi

Yu Hua ''Yaşamak''ın İncelemesi