Voltaire'in ''Candide ya da İyimserik''inin veya diğer adıyla ''Safdil''inin İncelemesi

   Voltaire'ın anlatmak istediğini ilginç bir şekilde anlatsa da ben alnattığı şeyi çok sevdim. Pope'un ''Her şey iyidir'' ya da Leibniz'in ''mümkün dünyaların en iyisinde'' yaşadığımız düşüncesinin hicveden bir kitap. Ama bence ''her şey'' veya ''bütün dünyalar'' sözlerine bir eleştiri daha çok Safdil. 

   Candide ve onun ideal aşkı Baronun kızı Cunegonde'un başına gelmeyen kalmaz. Candide bir Alman Baronunun şatosunda büyür. Onun ve şatodaki diğerlerinin öğretmeni bütün dünyanın en iyi filozofu olan Pangloss'dur. Üvey oğlu Candide Cunegonde'u bahçede öperken Baron onları görür Candide'in poposuna tekme attırarak kovar. Candide çok mutlu olduğu şatodan ve her şeyinin iyi olduğu Cunegonde'undan ayrılmak zorunda kalır. Her şeyin içine o zaman atılır. Candide adeta bir cennette büyümüştür ve bu yüzden çok saftır. Ustası Pangloss'un her şeyin iyi olduğu öğretisinin de bunda etkisi vardır. Candide cennetten kovulduktan sonra o cennet de Bulgarlar tarafından barbarca darmadağın edilir. Baron öldürülür. Cunegonde'un karnı deşilir. Ama hayatta kalır.

   Bundan sonra olacak çoğu şey mübalağa doludur. Candide'i Hollanda'dan Paraguay'a, hayali bir şehir olan ve gerçekten her şeyin iyi olduğu tek yer olan El Darado'ya yazgısı savurur. Her şeyin iyi olduğu bu yerde her yemek bedavadır, hapishane yoktur ve koca bir ilim sarayı vardır. Ama bu ülke dağların arasında insanlardan gizlenmiştir. Ve olası dünyaların en iyisinde yaşadığımız düşüncesinin ortaya atıldığı kıtadan gelen Candide o kıtaya El Darado'nun değerli taş dolu toprağından götürmek ister. Kral kabul eder. Candide yirmi hükümdarda olmayan bu serveti Avrupa'ya götürmek isterken anlaştığı korsan kaptan onu dolandırır ve Amerika kıyısından uzaklaşamadan gemisi Fransızlar tarafından batırılır. Dünyadaki bu entrikalar, bu savaş ve bitmeyen hayhuy güzel ülkeden gelen cevherleri kabul etmez. Dünyamız bunu sindirmeye hazır değildir sanki. Bundan önce de olduğu gibi bundan sonra da Voltaire'in bitmeyen hicviyle karakterler bir ölür bir dirilir. Şu olası en iyi dünyada başlarına gelmeyen kalmaz. Ve bütün bunların arasında iyi ve güzel Cunegonde'una kavuşacağı umuduyla iyimserdir Candide, Gerçekten her şeyin iyi olup olmadığı sorusunun cevabını da arar çünkü kötü olaylar bir anda umutsuzluğa, umutsuzluk umuda dönüşmektedir, umudun kaybolması ise uzun sürmez. Candide insanların mutsuz olduğunu düşünen Martin ile tanışır ve bu iki zıt fikirden günlerce çıkan entelektüel tartışmaların sonu gelmez. 

Candide ile bir Martin tartışmalarının bir sonucu olarak asilsade bir senyör'ün evine giderler. Senyör Dünya'ya sahiptir. Bir sürü atlası, tiyatro eseri, tabloları; bahçesi ve bahçesinde çiçekleri vardır ama mutsuzdur. Bütün bunlar ona hiçbir şey ifade etmez çünkü işine yaramaz. Tiyatro'yu artık sevmez çünkü profesyonelleştikçe izleyici için anlamsızlaştığını düşünür tiyatronun. Belki de her şeyin iyi olup olmadığı sorusu da bir o kadar anlamsızdır bu yüzden. Çünkü insan her şeyi düşünemez bile. Bu senyörün evinde bir akşam yemeği yenir. Bu akşam yemeğinde altı kral başka krallar olduğunu bilmiyorlardır. Sonrasında sırayla öğrenirler Candide ve Martin hariç herkesin kral olduğunu. Ama bu krallar tahttan indirilmiş krallardır. Bir kral ise borç içindedir. Diğer kralların verdiği paranın iki yüz katını verir ona kral olmadığı halde. Candide'in senyör olmadığı halde senyörden daha mutsuz olmadığı gibi kral olmadığı halde diğer krallardan çok para verir.

   Cunegonde ile Türkiye'de tekrar buluşurlar. Dünya'yı nasıl kötülükler çirkinleştirdiyse güzel ve usul Cunegonde'u da kötülükler çirkinleştirmiştir. Candide o an idealine kavuşmuştur ama aslında artık bunu istemez. Yine de Candide ona söz verdiği için evlenir. Türkiye'de çiftlik alıp oraya yerleşirler, Candide'i Yahudiler sürekli dolandırdığından elinde çiftlikten başka bir şey kalmaz. Filozof Panglos, filozof Martin, Cacambo, Yaşlı Kadın, Cunegonde ve Candide birlikte yaşarlar. Ama herkes bıkkındır, yazgısına lanet ediyordur.   Bir gün Constantinopolis'de iki kubbe altı veziri ve müftü öldürülür. Çiftliklerine dönerken Martin, Candide ve Pangloss öldürülen müftünün adını öğrenmek için portakal ağaçlarının altında oturan bir ihtiyar köylüye sorarlar. İhtiyar onlara:

   ''Hiç bilmiyorum. Ben hiçbir müftünün, hiçbir vezirin adını bilmem. bahsettiğiniz olay hakkında da en ufak bir fikrim yok. Genel kanaatim kamu işlerine burnunu sokanların kimi zaman sefil bir şekilde can verdikleri ve bu sonucu hak ettikleri yönünde. Ama Constantinopolis'te neler olup bittiğini hiç merak etmem. Ben oraya bahçemde yetiştirdiğim meyveleri gönderip satmakla yetiniyorum'' s 149

Sonrasındaysa ihtiyar onları evine davet eder. İthiyarın ikramları karşısında şaşıran Candide ''Çok geniş topraklarınız olsa gerek?'' diye sorar. İhtiyarın yalnızca 60 dönüm toprağı vardır. 

''Çocuklarımla ekip biçiyorum. İş bizi üç büyük kötülükten uzak tutuyor: can sıkıntısı, ahlaksızlık ve yokluk.'' s 150

Eve döndüklerinde Pangloss'un uzun uzadıya ve gereksiz bir sürü şey dolu olan tiradını Candide böler. 

   ''Ben de bahçemizi ekip biçmemiz gerektiğini biliyorum dedi Candide. ''Haklısınız dedi Pangloss 'Zira insan Aden Bahçe'sine konduğund, oraya ut operaretur eum, yani çalışsın diye konmuş. Bu da insanın istirahat için yaratılmadığını kanıtlıyor'  

'Akıl yürütmeden çalışalım' dedi Martin. 'Hayatı dayanılır kılmanın tek çaresi bu'   s 150

   Voltaire böylece bize mutluluğun formülünü vermez belki ama hayatı tahammül edilebilir kılma ve bütün bu saçmalıklar ve çirkinlikler kentinden nasıl uzak duracağımız gösterir. Karakterlerin en sonunda kendi bahçelerini ekip biçme projesi işe yarar. Cunegonde harika bir pastacı olur, Paquette nakış işler, yaşlı kadın çamaşırlarla ilgilenir, Peder Giroflee çok iyi bir marangoz olur. Her şeyle değil yalnızca kendi bahçeleriyle ilgilendiler. 

''...'Çok doğru söylediniz,' diye cevap verdi Candide. Ama şimdi bahçemizi ekmemiz gerek''

s 151

Makinist Er


16.07.2024 saat 16.13 (İlk yayınlanma)


Kitap adı: Candide ya da İyimserlik
Özgün adı: Candide ou l’optimisme
Yazar adı: François Marie Arouet (Voltaire)
Çevirmen: Berna Günen
Yayınevi: Can Yayınları
Baskı: 1. basım Mart 2023






       




 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aldous Huxley ''Cesur Yeni Dünya''nın İncelemesi ve Özeti

Emile Zola ''Meyhane''nin İncelemesi

Yu Hua ''Yaşamak''ın İncelemesi