Andrey Platonov'un ''Potudan Nehri'' Öyküsünün İncelemesi

   Andrey Platonov'u sonunda okumaya başladım ve bu öyküde onun dilinin inceliğini ve saklı şiirselliğinin farkına varıyorsunuz. Bu öyküyü okuduğumda bana bir anlatıdan öte gelmişti, onu hissettim. Nikita Lyuba'nın eski evinin yanındaki sırada gece beklerken geceyi hissettim. Dilenci olduğu köyden şehre giderken koşarak geçtiği toprağı da. Platonov acıyı, sevgiyi ya da ideali anlatmıyor size, onun üzerinde sizi gezdiriyor. Sevginin inceliğini gördükçe daha bir istekle okudum. 

   Diğer iki erkek kardeşi I. Dünya Savaşı'nda ölen Nikita iç savaştan diğerleri gibi ''yüce, evrensel bir umut'' ederek gelir marangoz babasının yanına. Nikita'nın babası acıdan uzak durmak için sürekli uyuyan bir adamdır. İlçe, Potudan Nehrinin yanında adı pek bilinmeyen bir yerdir. Nikita ilk geldiğinde şehri gezer ve şehrin küçüldüğünü görür. Eskiden güya zenginlerin yaşadığı o evler boşalmıştır. İdeal için olan iç savaş daha çok yıkmıştır ilçeyi.

   Nikita eskiden annesi zengin olan Lyuba'yı tekrar görür. Ama artık hiç de zengin değildir. Annesi ölmüştür. Ve o güzel evde yalnızca bir odada yaşıyordur. Ne piyano ne de ön yüzü tamamen işlemeli dolap kalmıştır orada. Lyuba  sefildir ve arkadaşının bazı günler getirdiği yemekle beslenmektedir ama arkadaşı da çok geçmeden ölür. Arkadaşının yemek getirmediği günlerde Lyuba acıkmamak için uyur. Tıp kursundaki kitapları gece ışığı olmadığından sabah ezberlemeye çalışır. 

   Nikita onunla Lyuba kursu bitirdikten sonra evlenir. Önce Lyuba'nın annesinin sonra da devletin olan evi devlet bile unutmuştur. Kimse bu ev ne halde diye gelip bakmamıştır. Evrensel ümitle buraya gelen Nikita acı çeker. Nikita evin her şeyini yapar dış cepheyi boyar, mahzen inşa eder hatta çocukları daha olmayacağı halde çocuk mobilyaları yapar. Bu iki insan acıdan yalnızca gece uyandıklarında hiçbir şekilde kaçamazlar. Nikita kendini Potudan nehrine atmak ister. Nikita Ütopya'yı yaşamadığı ve Lyuba'nın hayatının sefilliği için acı çekerken Lyuba  Nikita acı çektiği için acı çeker. Çünkü Nikita komşu kasabada düşkün hayatı çekerken Lyuba onu görmek için yüzlerce verst nehir boyunca yürür- Lyuba Nikitanın nehre atlamak istediğini biliyordu sanki. Hem nehir özgürce, çiçeklerin açtığı güzel ülkelere aktığından çok şanslı olduğunu düşünürdü ikisi. Acısının sebebi Lyuba'nın Nikita'ya duyduğu sevigidir çünkü Nikita'nın Babası Lyuba'nın onu çok özlediğini ve gelmediği için nehire atladığını söyler. O an Nikita'nın yüreği tekrar acı ve güçle dolar. Bu kısımda Nikita'nın sabah karşı gece koşarak kasabaya gidişi öyle güzel ki. Platonov toprağı, karı, sonbaharı, rüzgarı, kumu, tarlararı ve lokomotifleri ve rayları ve diğerlerinin ruhlarını anlatıyor. Bir tarla, tarla değil gibi. Otlar ya da toprak. Hepsi birbirimiz için yaşayacağız der bana. Bu o kadar güzel ki. Platonov'u  çok sevdim artık.

    Lyuba nehire atladığından kan tükürüyor, hastadır. Nikita gelir ve birlikte tekrar yaşarlar. Ama Lyuba'nın hastalığının geçip geçmeyeceği hakkında bir şey söylenmez. Yine biz ne olacağını biliyoruz bence. Lyuba Nikita yatağa düştüğünde söyle demişti: 

İnsanlar tek başlarına hastalık çektikleri ve kendilerini sevecek kimse bulunmadığı için ölürler, sense şimdi benimlesin...

 

 Makinst Er

10.08.2024


Kitap adı: Dönüş

Yazar adı: Andrey Platonoviç Platonov

Çevirmen: Günay Çetao Kızılırmak

Yayınevi: Metis Yayınları

Baskı 4. Basım Kasım 2020


 

    


  

   


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aldous Huxley ''Cesur Yeni Dünya''nın İncelemesi ve Özeti

Emile Zola ''Meyhane''nin İncelemesi

Yu Hua ''Yaşamak''ın İncelemesi