Andrey Platonov ''Can''

    Nazar Çagatayev'i o daha bir çocukken annesi kovar Üst Yurt'un fakir topraklarından. Çagatayev o zaman bir çocuğu bile doyuramadıkları için kızar. Moskova'da üniversite okur. Andrey Platonov sosyalizme inanır. Stalin'in dul bir kadın gibi çocukları toplayıp doyurduğunu yazar.

   Çagatayev sosyalizmi kurmak ve mutsuzluğa son vermek için kendi topraklarına görevlendirilir. Ondan önce de insanlar görevlendirilmiştir. Eleştirisi burada başlıyor Platonov'un. O önceden görevlendirenler iktidarlarının gücünü kullanarak küçük yaşlı demeden kötülük etmişler ve ne olursa olsun kendi haz ve çıkarlarını düşünmüşlerdir- bunlardan biri Nurmuhammed'tir. Çagatayev ve halkı Can ona karşı koyamaz. Çünkü Can'ın zaten kendi canından başka hiçbir şeyi kalmayan demekti. Can güçsüz ve aklını kaybetmiş, Çagatayev ise yalnızdı ve azdı. 

   Oysa Can halkının zaten sosyalizme ihtiyacı yoktu. Çünkü yaşamıyordu o, sadece yaşadığını sanıyordu. Sazlıkların arasında kendi evinden uzaklaşmış uyukluyordu Can. Çağatev halkı önce o sazlıktan çıkartıp asıl topraklarına ulaştırması gerekirdi. Oraya varmak için ıssız görünen çölden çok uzun bir yürüyüşle geçmesi gerekirdi. Yolculuk da işte bu yüzden zor. Sakat, ve yalnız canı kalmış bu insanlar hayat amaçlarını kaybetmişlerdir. Haz almayı, başkası için yaşamayı, onun amacını, düşünmeyi tamamen unutmuştu. Çagatayev önce halkını hayatı hatırlatmak ister. Ama önünde Nurmuhammed ve çöl ve fakirlik vardır. Nurmuhammed, insanlar çölün ortasında öldü diye sevinerek onları not eder. Diğer insanların ölümü onu payına daha çok ekmek düşeceğine inandırır. Bu inancı o insanları köle olarak satıp para kazanma amacına sahip olsa bile taşır. Buna rağmen Çagatayev motivasyonunu başka insanlardan ve sosyalizmden alır. Ve zaten hayatın amacı da buydu. Başkası için yaşamak.

'' İnsanlar birbirlerini sadece ekmeğiyle değil ruhuyla da biri diğerini hissederek, tahayyül ederek beslenirdi; aksi takdirde ne düşünecek, nerede harcayacaklardı güven dolu, hassas yaşam güçlerini, üzüntülerini dağıtmayı nerden öğrenip de avunacaklardı, nerede öleceklerdi fark edilmeden...  Sırf kendini tahayyül ederek yaşayan insan kısa zamanda ruhunu kemirip bitirir, yoksullukların en kötüsünde tükenir, kereden çıldırarak can verirdi.''  s.132
 
  Çagateyev de başkası için yaşar. Moskova'da Ksenya'nın kendisini beklediğini düşünür. Çayhanenin odasına bıraktığı Hanım'ın  da öyle. Ya da Can halkı dağıldığında Aydım düşünür. 

   Çölü aşıp yerleşim yerine ulaştıklarında. Yalnız Çağatayev ve Aydım çalışır. Yalnızca onlar inanır hayata. Çağatayev önce onları doyurmalıdır. Kar yağdığında ve yiyecek hiçbir şey kalmamışken en umutsuz anda Çağatayev Taşken'te gider. Bir kaç gün sonra çamurdan zar zor yapılan dört evin orada o karlı havada zekice bir icadın beyaz ışığı gözükür. Sovyetlerin Can halkı eğer varsa ona götürmesi için yola çıkan kamyonudur bu. İçinde başkalarının sırf başkaları yesin diye ürettiği konserveler, pirinçler vardır. Onlarla halk sakatlığından kurtulur. Önce soğuk rüzgardan şimdi de aç karnından kurtulması yetmez Can'a. Bir gün karlı havada köyü terk eden silütleri görür Aydım. Aydım ve Çagatayev kalır yalnızca. Ve o yalnızlıkta insan hayatının amacı silinir 

''Nazar,' diye sordu uzun akşamların birinde Aydım. 'Nazar, peki neden yaşıyoruz biz? İyi bir şey mi olacak karşılığnda?''
...

''Çagatayev Aydım'ı kendine çekti, büyük ama hala çocuksu kafasını okşayarak avutmaya çalıştı onu
'En iyisi sen bana düşünmemeyi öğret, korkuyorum çünkü, korkunç şeyler geliyor aklıma!' dedi aydım
'Ama senin ruunun ağrımaya başlaması açlıktan değil, öyle değil mi?' diye sordu Çagatayev.
'Açlıktan değil,' diye yanıtladı Aydım. 'Duygudan benimki... Nazar, ben neden yabancıyım?'
'Kime yabancıymışsın Aydım?' diye sordu Çagatayev.
'Millet yaşıyordu yanımızda, göçüp gitti,' dedi Aydım 'Sen de gideceksin yakında, beni kim hatırlayacak o zaman?'' 
s.122-123

   Nazar Cagatayev Can halkını geri toplamak için Aydım'ı arkasında bırakır. Bahşi olmaya karar veren yaşlı Sufyan ile gezer her yeri. Can halkına rastlamaz. Yorgun ve umudunu kaybetmiş şekilde Hive'ye dönüğünde Hanım'ı bıraktığı Çayhane'de bulamaz. Ve o zaman yine canlanır. Acısını dindirmek için Üst Yurt'a koşar. Birkaç gün sonra eve vardığında evlerin beyaza boyandığını ve üç olan koyunun yüz olduğunu görür. İki tane de deve vardır. Bunlarınbazıları başıboş ve çobanı kaybolmuş koyunlardır bazıları ise fakirliğe alışık can halkının parasıyla alınmıştır. 

Halk dört bir yana dağılmıştır çünkü kendilerinin bu Dünyada yalnız sanırlarmış. Yalnız olmadıklarını da anlayınca kimisi evlenmiş kimisi de çok çalışmış. Çünkü ölümün mutluluğu anlayabilmek için fırsat olmadığını düşünmeye başlamışlar. Birlikte bereketli yemeklerinden yerler, herkese yeterdi o. Cagatayev'in tanımadığı kişiler ve Hanım da Canlardandı. Onlar da gelmişlerdi. Ve şimdi hayatı yeniden inşa etmeliydiler.

''Alemde çoktandır bir şey yoktur zannediyorduk biz... Yalnız kaldık sandıydık, ne diye yaşayacaktık ki o zaman?''  s.140

Nazar Aydım'ı Moskova'ya okula yazdırmak için götürür. Ona elbiseler alır. Ama Aydım yine de eski paçavrasını bavuluna saklar.

Sonra utangaç Ksenya'ya gider. Ama ister Moskova'da ister Üst Yurt'da değişmeyen bir şey var: İnsanın insana muhtaçlığı.

''Çagatayev Ksenya'nın elini avucuna aldı ve kızın yüreğinin uzakta aceleyle, sanki ruhu yerinden fırlayıp onun, Çagatayevin yardımına koşmayı arzularmış gibi çarptığını hissetti. Çagatayev yardımın ona ancak başka bir insandan gelebileceğine inanmıştı artık.'' s.147

Kitap adı: Can
Özgün adı: Джан
Yazar adı: Andrey Platonoviç Platonov (Andrey Platonoviç Klimentov)
Çevirmen: Günay Çetao Kızılırmak
Yayınevi: Metis Yayınları
Basım: Ekim 2023


Andrey Platonov'u okuduğum diğer tüm yazarlardan ayırıyorum artık. Çünkü herkesin ve her şeyin ruhuna sesleniyor. Bir kaplumbağanın veya dolabın. Ve son olarak her şeyi güzel bir şekilde anlatan ve benim aldığım basımının ön kapağında bulunan, bir adamın yalnız başına savrularak ıssız bir tepeden indiği şu resmi koymak istiyorum.



Andrew Whyeth- Winter 1946



22.12.2024 saat 14.17 Pazar

Makinist Er






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aldous Huxley ''Cesur Yeni Dünya''nın İncelemesi ve Özeti

Emile Zola ''Meyhane''nin İncelemesi

Yu Hua ''Yaşamak''ın İncelemesi